Sevgi insanın doğasında var.
Sevgi insanın hamurunda var.
Yüce Allah’ımız biz insanları topraktan, sudan ve sevgiden yaratmıştır. Çünkü O’nun adı Raûf’tur. Rauf da çok seven anlamındadır. Hayatımızın en karanlık günlerinde dahi bize ümit ışığı olan, en sıkıntılı günlerimizde bize yardım olarak geri dönen sevgi, belki de Yüce Allah’tan biz insanlara dünya hayatında verilen en güzel hediyelerden birincisidir..
Sevgi insanın hamurunda var.
Yüce Allah’ımız biz insanları topraktan, sudan ve sevgiden yaratmıştır. Çünkü O’nun adı Raûf’tur. Rauf da çok seven anlamındadır. Hayatımızın en karanlık günlerinde dahi bize ümit ışığı olan, en sıkıntılı günlerimizde bize yardım olarak geri dönen sevgi, belki de Yüce Allah’tan biz insanlara dünya hayatında verilen en güzel hediyelerden birincisidir..
Her öğrenciyi ayrı birer dünya, harika
bir tablodaki farklı birer renk, yöresel bir kilim üzerinde birbirini
tamamlayan desenler olarak görmeyen, göremeyen kişinin ruhu sanatkar bir
öğretmenin ruhu değildir.
İnsanoğlunun en kutsal ve en evrensel
mücadelesidir, “iyi ve kötünün mücadelesi” Sonu ölümle bitse dahi iyilerden
yana olmak, hakkın ve adaletin şahitleri olmak belki de insana yakışan ne güzel
tavırdır.
Yaşımız ne olursa olsun,
mevkimiz ne olursa olsun sorumluluklarımız kulluğumuz gereğidir.
29 harfle sonsuz sayıda kelime, sonsuz
sayıda cümle ve sonsuz sayıda kitap yazabilirsek eğer. 9 tane rakamla sonsuz
sayıda matematiksel işlemler, sonsuz sayıda algoritmalar ve sonsuz sayıda
sayısal düzenekler kurabilirsek eğer. Özel bir bilinç düzeyine girerek, özel
olarak kurgulanmış sözel ve imgesel oluşumları hayal ederek hayatı Kuantum
düzeyinde algılayan çocuklarla binlerce
“Küçük
Prens’ler” yetiştirmemiz neden mümkün
olmasın.
Bu gün yel değirmenleriyle savaşan bir Don Kişot’a dönüştürülen
öğretmenin çaresizliği aslında uzun süredir hasta olan eğitimin bir
çaresizliğidir. Pusulası şaşmış, zamanın sert rüzgarları ile epey yıpranmış, uzun
bir süredir tersanesinden uzak kalmış, ezberdeki harita bilgisine
güvenerek uzun deniz sefer tecrübesi
olmayan kaptanlara emanet edilen bir geminin yol alması bile tek başına bir
başarı olarak görülmeli ve hepimiz, okulumuzun sınıf sıralarına tekrar oturarak
neyi nasıl yapmamız gerektiğini yeniden düşünmeliyiz.
Aslında hayatta her şey geliyorum der.
Fakat biz ya o an başka bir şeyle meşgulüzdür veya gelişini kabullenemediğimiz
için kulak vermemişizdir.
Yeni şeylerin peşinden gitmeyi göze
alamıyarsak yeni şeyler öğrenmenin ne anlamı var!
Ne zaman insanlarla konuşmayı denesem
kendimi onları dinler buluyorum. Ne
zaman onları dinlemeyi denesem kendimi onlarla konuşuyor buluyorum.
Ne yazık ki bize yanlışlarımızı
hatırlatanlarla beraber olmaktan daha çok,
fikirlerimizi paylaşanlarla birlikte olmayı yeğleriz.
Okumak bir eyleme başlamanın besmelesi
olduğunda değerlidir yoksa kendi başına bir değeri yoktur.
NACİ BEKTAŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder