“Ey inananlar, sizden öncekilere farz edildiği gibi (günahlardan korunmanız için) sizin üzerinize
de oruç yazıldı (Farz edildi). Bakara /183
Biz müminler olarak yakinen inanıyoruz ki kendisine ibadet edilecek
ve kendisinden yardım istenecek tek ilah Allahu Azimuşşandır. Çünkü O,
kullarını koruyan, O kullarını gözeten ve o kullarına merhamet edendir.
Biz müminler olarak yakinen inanıyoruz ki kendisine ibadet edilecek ve kendisinden yardım istenecek tek ilah Allahu Azimuşşandır. Çünkü O, kullarını koruyan, O kullarını gözeten ve o kullarına merhamet edendir.
Gene yakinen inanıyoruz ki Alemlerin Rabbi olan Allah Teala
bizlere şah damarımızdan daha yakındır.
O, onun davetine gönül huzuru ile koşanlara karşı çok vefakar ve
kendisine ulaşan halisane duaların karşılık bulduğu tek makamı ilahidir.
İşte binlerce ramazandan bir ramazan daha milyonlarca müslümanı
kucağına aldı, onları manevi bir iklime taşıyarak etkisini tüm gönüllerde
hissettirmeye başladı.
İşte sayısız müslüman Allah’a olan saf ve berrak imanını
belgeleyebilmek için aç ve susuz geçireceği bir ayın daha kapısını araladı.
İşte bin aydan daha hayırlı olan gecelerin sultanı Kadir gecesinde
indirilen ilahi vahyin yeryüzünü nura ve saadete boğuşunun bir yıl dönümü daha
aramıza tüm haşmeti ile teşrif etti.
Açlıktan ve susuzluktan boynumuzun büküldüğü, yüzümüzün solduğu,
af ve mağfiret dilenmekten dilimizin kuruduğu, mübarek vakitlerini ihya etme
gayesiyle namaz kılmaktan belimizin büküldüğü, bir ramazan ayı içinde
tuttuğumuz orucun dışında yapabileceklerimizi, hatta yapmak zorunda olduğumuz
davranışları dilerseniz hep birlikte yeniden hatırlamaya çalışalım diyorum.
Her şeyden önce geliniz bu aydan itibaren aramızdaki küçük
kırgınlıkları bir kenara atalım. “Muhakkak ancak müminler kardeştir”
diyen ilahi ikazı hiç değilse şu oruçlu halimizle görmezlikten gelmeyelim.
Geliniz yediden yetmişe herkese her durumda bir farz’ı ayın olan,
Peygamber efendimizin “Gözümün nuru, mü’minin miracı, dinin de direği “ dediği
namazlarımızı layıkı veçhile eda edelim. Dinimizin kulluğumuzu her şeyiyle en
iyi belgeleyen ibadet olması itibariyle, en önemli tatbikat olarak gördüğü bu
amelin bir ramazanlık heves haline düşmesine engel olalım. 11 ayın
beynemazlığını yapıp 1 ayın musallisi olmanın bu dinde yeri olmadığını bilelim
ve ona göre sorumluluklarımızın bilinciyle hareket edelim.
Geliniz bin aydan daha hayırlı bir gecede; karanlıkların
aydınlatıcısı, doğru ile yanlışın ayırıcısı, gönüllerin ferahlatıcısı,
mü’minler için yol gösterici ve hidayet kaynağı, inanmayanlar için ise bir
korkutma ve uyarıcı olarak indirilen kutlu kitabımız Kur’an-ı Kerime sahip
çıkalım. Onun haram dediklerini haram, helal dediklerini helal bilelim, kafir
dediklerinden uzaklaşıp, mü’min
dediklerini bağrımıza basalım, tavsiyelerine uyalım, nasihatlarına kulak
verelim. Velhasıl Allah’ın üzerimizde olan hakkını Kur’an’a her şeyimizle
teslim olarak ödemeye gayret edelim.
Geliniz hidayet rehberi olan bu kitabı ölülerimizden daha fazla
ihtiyacı olması hasebiyle dirilerimiz için okuyalım, böylece Hz. Yusuf’u
tanıyıp sabrın ve iffetin anlamını, Hz. İbrahim’i tanıyıp mücadelenin, azmin ve
tevhidin önemini, Hz. Musa’yı tanıyıp kuvvetli olmanın, hakkı tebliğin manasını
kavrayalım.
Geliniz yıllardır üzerimize çöken yılgınlık ve umursamazlık
hastalığına bu ayla birlikte bir son verelim, yapılacak faydalı binlerce uğraş
dururken anlamsız ve boş işlerle vakit kaybetmeyelim, her türlü yılgınlığın ve
umursamazlığın getirdiği uyuşukluğu üzerimizden atarak, yapacağımız güzel
işlerle çevremizde aranan güvenilen ve her şeyden önemlisi sevilen fertler
haline gelelim.
Geliniz hep birlikte bu Ramazan ayı boyunca sevgili önderimiz Hz.
Muhammed AS’ın seçkin ve örnek hayatını sindire sindire okuyalım. Onun İslam’ı
yaşayışını, ilahi vahyi tebliğini, Kur’an
ile olan
içiçeliğini, ahlakını ve nefsi başta olmak üzere her türlü şeytani
kötülük odaklarına karşı verdiği mücadelesini öğrenelim. Sanki bu aziz dine
yeni adım atmış gibi, sanki şehadet kelimesini henüz yeni söylemiş gibi, sanki
Hz. Muhammet Mustafa’yı yeni tanıyormuş gibi yeniden aynı heyecan ve aynı
iştiyakla İslam’ı ve onun örnek tebliğcisini keşfe çıkalım.
Sözde Müslümanlığın,
fiilde Müslümanlığa dönüşmedikçe Yüce İslam’ın bugün ne bizlere ve ne de
insanlığa hiçbir şey vaat edemeyeceğine inanıyor bu anlayışın değişmesi için geliniz bu
mübarek ramazan ayını fırsat bilelim diyorum.
NACİBEKTAŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder