5 Haziran 2015 Cuma

İNSANIN KURDU İNSAN MI YOKSA ŞEYTAN MIDIR?


Öğren lisan-ı asru rüsum-ı zamaneyi
Bak tab’-ı nasa vakte münasip tekellüm et.
Bu yüzyılın konuşma şeklini ve zamanenin usullerini öğren
İnsanların yaratılışlarına dikkat et ve zamana uygun konuş.  
        Meşaleci Paşazade
İnsanoğlunun, teknik olarak son derece gelişmiş bir dünya meydana getirmesine rağmen, bu dünyaya erdemin egemen olmasını sağlayacak ahlâkî olgunlukta insanlar yetiştirmede istenilen başarıyı sağlayamadığını söylemek mümkündür.
Modern dünyada insanların her geçen gün gönül ve zihin huzuru, vicdan ile barışık olma, ruh zenginliği gibi hallerin eksikliğini daha fazla hissettiği açıktır. Teknik açıdan olağanüstü imkânlara sahip olunsa bile, hâlen yeterince güçlü bir ahlâkî yapıya sahip olamadığımız üzüntü verici bir gerçektir.

İyinin ne olduğunu bilen insanın da her zaman iyiyi yapmadığı, kişisel tecrübelerle görülmektedir.  İnsanlara yalnızca güzel sözler söylemek, konferanslar vermek, öğütlerde, tavsiyelerde bulunmak, örnek insan ve örnek durumlar anlatmak onların daha ahlaklı bireyler olmalarına yetmemektedir.

Bir çağın ahlâkî yapısına, doğruluk, dürüstlük, insan sevgisi, çalışma, yardımseverlik, cana ve mala saygı gibi değerler hâkimse, o zaman bu özellikleri taşıyan insanlar yetişir ve etkili olur. Eğer çağın yapısı bozulmuş, gayri ahlâkî kavramlarla oluşturulmaya başlanmışsa, o vakit de bu tip davranışlar gösterenler etkin hâle gelirler. Bireyleri etkileyen şey hayatın kendisidir.
İstenildiği kadar, öğrencilere tarihten parlak örnekler veya çok sağlam ilkeler sunulsun; içinde yaşanılan çağın ahlâkî bir sorgulaması yapılmadığı sürece, onlar -en iyi ihtimalle- gerçeklerden kopuk, hayal dünyasında yaşayan kişiler hâline geleceklerdir.

“İnsanı insanın kurdu” olarak görerek insanı tamamen negatifleştiren  felsefe ile   insanı insana dost görerek onu tamamen pozitifleştiren  felsefe,  insana bakışın iki zıt kutbunu temsil eder.

Aslında yeryüzünde meydana gelen bütün kötülüklerin failinin sadece  insan olmadığını gördüğümüz gibi,  yeryüzünde işlenen  çoğu kötülüklerde de  insanın  parmağını görmezlikten gelmek pek doğru değil.

Peki öyleyse  doğrusu nedir ?
Sanırım en doğru bakış  Peygamberimizin bir hadislerinde söylediği gibi (Eşşeytane zi’bu’l insan) İnsanın kurdu şeytandır. Yani asıl kurt fıtraten bozulmamış insanın kendisi değil,  insanın fıtratına uygun davranmasını engelleyen şeytan ruhlu insanlar,  belki de daha o doğmadan insanın etrafında oluşturulan  şeytani düzeneklerdir .

İnsanın teneffüs ettiği havayı, içtiği suyu, yediği ekmeyi, okuduğu kitabı ve gazeteyi, hatta oynadığı oyunu sahih bir elekten geçirerek dezenfekte edemediğimiz müddetçe onun sağlıklı bir bedene ve sağlıklı bir ruha sahip olmasını beklememiz hayal kurmaktan öteye gitmeyecektir.

Öğretici, tavsiye edici, nasihat verici, onarıcı, yol gösterici ve terbiye edici özellikleriyle bazen bir muallim (öğretmen), bazen bir mürebbi (terbiye edici) ve çoğu zaman da bir mürşid ( rehber) olarak dünyanın en güzel makamından insana seslenme şansına sahip olan öğretmenler olarak; dünyanın en zeki öğrencilerine en iyi öğretim programını en modern teknolojilerle uygulasak bile  ruhen, ahlaken ve vicdanen eğitemediğimiz, terbiye edemediğimiz sürece onu hem cinsi için  bir kurt olmaktan kurtaramayacağımıza  inanıyorum.


Eğer insanı insana dost yapmak gibi bir amacımız, inancımız var ise insanın gerçek kurdu olan şeytanı- şeytani her türlü faaliyeti insandan uzak tutmanın yollarını-yöntemlerini bulmak zorundayız.  NACİBEKTAŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder