Öğren
lisan-ı asru rüsum-ı zamaneyi
Bak
tab’-ı nasa vakte münasip tekellüm et.
Bu yüzyılın konuşma şeklini ve zamanenin
usullerini öğren
İnsanların yaratılışlarına dikkat et ve
zamana uygun konuş.
Meşaleci
Paşazade
İnsanoğlunun, teknik olarak son derece gelişmiş bir
dünya meydana getirmesine rağmen, bu dünyaya erdemin egemen olmasını sağlayacak ahlâkî olgunlukta insanlar
yetiştirmede istenilen başarıyı
sağlayamadığını söylemek mümkündür.
Modern
dünyada insanların her geçen gün gönül ve zihin
huzuru, vicdan ile barışık olma, ruh zenginliği gibi hallerin eksikliğini daha fazla hissettiği açıktır. Teknik açıdan olağanüstü
imkânlara sahip olunsa bile, hâlen yeterince güçlü bir ahlâkî yapıya sahip olamadığımız üzüntü verici bir gerçektir.
İyinin ne
olduğunu bilen insanın da her zaman iyiyi yapmadığı, kişisel tecrübelerle görülmektedir. İnsanlara
yalnızca güzel sözler söylemek, konferanslar vermek, öğütlerde,
tavsiyelerde bulunmak, örnek insan ve örnek
durumlar anlatmak onların daha ahlaklı bireyler olmalarına yetmemektedir.
Bir çağın ahlâkî yapısına,
doğruluk, dürüstlük, insan sevgisi, çalışma, yardımseverlik, cana ve mala saygı gibi değerler hâkimse, o zaman bu
özellikleri taşıyan insanlar yetişir ve
etkili olur. Eğer çağın
yapısı bozulmuş, gayri ahlâkî kavramlarla oluşturulmaya başlanmışsa, o vakit de bu tip davranışlar gösterenler
etkin hâle gelirler. Bireyleri etkileyen şey hayatın kendisidir.
İstenildiği kadar, öğrencilere tarihten
parlak örnekler veya çok sağlam ilkeler sunulsun;
içinde yaşanılan çağın ahlâkî bir sorgulaması
yapılmadığı sürece, onlar -en iyi ihtimalle- gerçeklerden kopuk, hayal dünyasında yaşayan
kişiler hâline geleceklerdir.
“İnsanı
insanın kurdu” olarak görerek insanı tamamen negatifleştiren felsefe ile
insanı insana dost görerek onu tamamen pozitifleştiren felsefe,
insana bakışın iki zıt kutbunu temsil eder.
Aslında
yeryüzünde meydana gelen bütün kötülüklerin failinin sadece insan olmadığını gördüğümüz gibi, yeryüzünde işlenen çoğu kötülüklerde de insanın
parmağını görmezlikten gelmek pek doğru değil.
Peki öyleyse
doğrusu nedir ?
Sanırım en
doğru bakış Peygamberimizin bir
hadislerinde söylediği gibi (Eşşeytane zi’bu’l insan) İnsanın kurdu şeytandır.
Yani asıl kurt fıtraten bozulmamış insanın kendisi değil, insanın fıtratına uygun davranmasını
engelleyen şeytan ruhlu insanlar, belki de
daha o doğmadan insanın etrafında oluşturulan
şeytani düzeneklerdir .
İnsanın
teneffüs ettiği havayı, içtiği suyu, yediği ekmeyi, okuduğu kitabı ve gazeteyi,
hatta oynadığı oyunu sahih bir elekten geçirerek dezenfekte edemediğimiz
müddetçe onun sağlıklı bir bedene ve sağlıklı bir ruha sahip olmasını
beklememiz hayal kurmaktan öteye gitmeyecektir.
Öğretici,
tavsiye edici, nasihat verici, onarıcı, yol gösterici ve terbiye edici
özellikleriyle bazen bir muallim (öğretmen), bazen bir mürebbi (terbiye edici)
ve çoğu zaman da bir mürşid ( rehber) olarak dünyanın en güzel makamından
insana seslenme şansına sahip olan öğretmenler olarak; dünyanın en zeki
öğrencilerine en iyi öğretim programını en modern teknolojilerle uygulasak
bile ruhen, ahlaken ve vicdanen
eğitemediğimiz, terbiye edemediğimiz sürece onu hem cinsi için bir kurt olmaktan kurtaramayacağımıza inanıyorum.
Eğer insanı
insana dost yapmak gibi bir amacımız, inancımız var ise insanın gerçek kurdu
olan şeytanı- şeytani her türlü faaliyeti insandan uzak tutmanın
yollarını-yöntemlerini bulmak zorundayız. NACİBEKTAŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder