Herkesin ulaşmak istediği bir hedefi vardır.
Mü'minin hedefi ise;
ALLAH'ın rızasına ulaşmaktır.
O'nu Allah'ın rızasına ulaştıracak ilk ve
belkide tek vasıta ise, namazdır.
Çünkü namaz, mü'minin miracıdır.
Namaz dinin direği,
ruhun huzuru,
günahların kalkanı
ve mü'minin hakiki duasıdır.
Namaz kul olan insanın RAB olan yaratıcısı
ile
kurmuş olduğu manevi bir köprüdür.
Namaz kulun rabbına sığınması
O'nun kudret gölgesi altında barınması
ve O'na olan ilticanın bir simgesidir.
Namaz,
Allah'a dua etmek
O'nu hatırlamak
O'nu düşünmek
O'nu tanımak
O'na saygı göstermek
O'na tapınmak
O'na kul olmak
O'nun önünde eğilmek
O'nu ta'zim etmek
O'nu tesbih etmek
O'nu yüceltmektir...
Yüce
Allah evreni ve içindekileri bir düzen ve uyum içerisinde yaratmıştır. Biz
insanları, akıllı ve düşünebilen varlıklar olarak tüm canlılardan üstün kılmış,
dünyadaki sayısız güzellikleri insanların yararlanmasına sunmuştur. Bizi en
güzel surette yaratan ve bizlerin yaşamlarını sürdürebilmesi için en uygun
şartları hazırlayanın ve etrafımızı çepeçevre saran bitkiler, meyveler, ormanlar, nehirler ve denizlerin yaratıcısının Yüce Allah
olduğunu biliriz. İşte tüm bunlar bizleri yaratıcımıza şükretmeye yöneltir.
Namaz, Allah’a şükrümüzü sunmak ve onun hoşnutluğunu kazanmak için yapılan
ibadetlerin en anlamlı olanıdır..
Namaz,
Allah ile kul arasında bir diyalogdur. Cemaatle kılındığında toplu yapılan
diyalogdur. Her sınıf insan; amir, memur; fakir, zengin; âlim, cahil; büyük,
küçük; kadın, erkek; hür, köle; kuvvetli, zayıf yan yana, omuz omuza saf tutar.
Allah’ın huzurunda el bağlar, divan durur. İtaat eder, kulluğunu idrak eder.
Allah katında, herkesin eşit olduğu belirlenir. Namaz sayesinde yan yana gelen
insanlar, günlük hayatlarında da, sosyal yaşayışlarında da birbirlerine karşı
eşit davranma ihtiyacını duyarlar.
Namaz her şeyden evvel Allah’ın
hoşnutluğunu kazanmamızı sağlar. Bunun dışında insanın ruhuna, bedenine ve
davranışlarına da pek çok şeyler kazandırır. Namaz sayesinde ruhen huzurlu ve
mutlu, bedenen temiz, sağlıklı ve zinde, davranış olarak ta terbiyeli, ahlâklı
ve olgun birer insan oluruz. Allah’ın huzuruna çıkmış olma bilinciyle gönlümüz
ferahlar, kalbimiz aydınlanır. Allah'ın sonsuz gücüne sığınarak kendimizi
güvende hissederiz.
Namaz,
insanın sonsuz güce sahip olan Allah’a sığınması, O’na yalvarma ve yakarışıdır.
Allah’ın gücü karşısında kendi gücümüzün olmadığını, hatta çok aciz yaratıklar
olduğumuzu biliriz. Güçsüz olanlar güçlü olanlara teslim olurlar. Bizde
namazla, sonsuz güce sahip olan Allah’a teslimiyetinizi ifade ederiz. Namazla,
sadece Allah’ın önünde eğilineceğini, başka hiçbir şeyin önünde
eğilinmeyeceğini öğreniriz. Allah’tan başka hiçbir varlığa ve hiçbir kimseye
kulluk yapılmayacağını, bütün insanların Allah katında eşit olduğunu öğreniriz.
Bütün bunlar namaz kılan insanı özgürleştirir, duygu dünyasının önündeki
engelleri kaldırır.
Namazda, duâ ve yakarışımız doğrudan
Allah’adır. Hiçbir aracı olmaksızın duâmızı yaparız. O’nun her şeyi bildiğini,
hiç bir şeyin ondan gizli kalamayacağını bildiğimiz için bütün içtenliğimizle O’na
duâ ederiz. Bütün duygularımızı O’na açarız. Bunlarda bizim ruhen ferahlamamızı,
duygusal olarak zenginleşmemizi sağlar.
NACİBEKTAŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder