20 Haziran 2015 Cumartesi

NAMAZ

     

Herkesin ulaşmak istediği bir hedefi vardır.
Mü'minin hedefi ise;
ALLAH'ın rızasına ulaşmaktır.
O'nu Allah'ın rızasına ulaştıracak ilk ve belkide tek vasıta ise, namazdır.
Çünkü namaz, mü'minin miracıdır.

Namaz dinin direği,
ruhun huzuru,
günahların kalkanı
ve mü'minin hakiki duasıdır.

Namaz kul olan insanın RAB olan yaratıcısı ile   
kurmuş olduğu manevi bir köprüdür.

Namaz kulun rabbına sığınması
O'nun kudret gölgesi altında barınması
ve O'na olan ilticanın bir simgesidir.
           
Namaz,
Allah'a dua etmek
O'nu hatırlamak
O'nu düşünmek
O'nu tanımak
O'na saygı göstermek
O'na tapınmak
O'na kul olmak
O'nun önünde eğilmek
O'nu ta'zim etmek
O'nu tesbih etmek
O'nu yüceltmektir...

Yüce Allah evreni ve içindekileri bir düzen ve uyum içerisinde yaratmıştır. Biz insanları, akıllı ve düşünebilen varlıklar olarak tüm canlılardan üstün kılmış, dünyadaki sayısız güzellikleri insanların yararlanmasına sunmuştur. Bizi en güzel surette yaratan ve bizlerin yaşamlarını sürdürebilmesi için en uygun şartları hazırlayanın ve etrafımızı çepeçevre saran  bitkiler, meyveler, ormanlar, nehirler  ve denizlerin yaratıcısının Yüce Allah olduğunu biliriz. İşte tüm bunlar bizleri yaratıcımıza şükretmeye yöneltir. Namaz, Allah’a şükrümüzü sunmak ve onun hoşnutluğunu kazanmak için yapılan ibadetlerin en anlamlı olanıdır..

Namaz, Allah ile kul arasında bir diyalogdur. Cemaatle kılındığında toplu yapılan diyalogdur. Her sınıf insan; amir, memur; fakir, zengin; âlim, cahil; büyük, küçük; kadın, erkek; hür, köle; kuvvetli, zayıf yan yana, omuz omuza saf tutar. Allah’ın huzurunda el bağlar, divan durur. İtaat eder, kulluğunu idrak eder. Allah katında, herkesin eşit olduğu belirlenir. Namaz sayesinde yan yana gelen insanlar, günlük hayatlarında da, sosyal yaşayışlarında da birbirlerine karşı eşit davranma ihtiyacını duyarlar.

Namaz her şeyden evvel Allah’ın hoşnutluğunu kazanmamızı sağlar. Bunun dışında insanın ruhuna, bedenine ve davranışlarına da pek çok şeyler kazandırır. Namaz sayesinde ruhen huzurlu ve mutlu, bedenen temiz, sağlıklı ve zinde, davranış olarak ta terbiyeli, ahlâklı ve olgun birer insan oluruz. Allah’ın huzuruna çıkmış olma bilinciyle gönlümüz ferahlar, kalbimiz aydınlanır. Allah'ın sonsuz gücüne sığınarak kendimizi güvende hissederiz.

Namaz, insanın sonsuz güce sahip olan Allah’a sığınması, O’na yalvarma ve yakarışıdır. Allah’ın gücü karşısında kendi gücümüzün olmadığını, hatta çok aciz yaratıklar olduğumuzu biliriz. Güçsüz olanlar güçlü olanlara teslim olurlar. Bizde namazla, sonsuz güce sahip olan Allah’a teslimiyetinizi ifade ederiz. Namazla, sadece Allah’ın önünde eğilineceğini, başka hiçbir şeyin önünde eğilinmeyeceğini öğreniriz. Allah’tan başka hiçbir varlığa ve hiçbir kimseye kulluk yapılmayacağını, bütün insanların Allah katında eşit olduğunu öğreniriz. Bütün bunlar namaz kılan insanı özgürleştirir, duygu dünyasının önündeki engelleri kaldırır.

Namazda, duâ ve yakarışımız doğrudan Allah’adır. Hiçbir aracı olmaksızın duâmızı yaparız. O’nun her şeyi bildiğini, hiç bir şeyin ondan gizli kalamayacağını bildiğimiz için bütün içtenliğimizle O’na duâ ederiz. Bütün duygularımızı O’na açarız. Bunlarda bizim ruhen ferahlamamızı, duygusal olarak zenginleşmemizi sağlar.


                                                                                                  NACİBEKTAŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder