30 Mayıs 2015 Cumartesi

GELECEĞİN OKULUNDA ÖĞRETMEN Mİ, ÖĞRENCİ Mİ OLMAK ZOR OLACAK?

Geleceğin dünyasında, geleceğin insanı her şeyin tanımını ve bizde uyandırdığı anlamı değiştireceği gibi “okul” kelimesinin tanımını da  değiştirecektir.
İnsan üzerindeki en etkileyici kurumlar olan aile, çevre ve okul grubuna 20. yüzyılda televizyon ve bu yüzyılın son yarısında ise İnternet eklenmiştir.
Yüzyılın başlarında “talim ve terbiye” daha sonraları  öğretim ve eğitim yapılan yer olarak isimlendirilen   okulun son yıllarda  terbiye kısmının çıkarılarak sadece öğretim yapılan yani çeşitli metod ve tekniklerle  öğrenciye sadece “bilgi yüklemesi-depolaması” yapılan mekanlara  dönüştüğünü hep birlikte yaşadık/yaşıyoruz.
Bir yandan bilginin insana kazandırılması için üretilen yüzlerce metod ve teknikler diğer taraftan  insanın kendi iradesiyle öğrenmedikçe ona hiçbir şeyin öğretilemeyeceğini  dillendiren fikirler içinde, geleceğin okulunun öncelikle varlığını (ontolojisini) sonra kalitesini (keyfiyetini)  ve ardından tekno-ekonomik boyutunu tartışmak oldukça zor olsa gerek.
Farkında olmadığınız dünyalara talip olamadığınız gibi, hayalini kuramadığınız bir geleceği de asla tasarlayamazsınız.
Baş döndürücü bir hızla gelişen bilişim teknolojilerinin Hz. Musa’nın asası misali girdiği (dokunduğu) her şeyi değiştirdiği gibi, klasik eğimde alışılagelen her şeyi de tepeden tırnağa  değiştireceği, yeni bir felsefe ve yapılanmaya yol açacağını görmek asla kahinlik olmasa gerek.
En başta geleneksel eğitim kaynaklarını (personel, öğretmen, araç-gereç, bina) ve kullanılan eğitim yöntemlerini ve nihayetinde  her şeyden önemlisi eğitimin hedef kitlesi olan öğrenciyi.
İnsanın eğitiminde en etkileyici kurum olma özelliğini hiçbir dönemde asla kaybetmemiş ve gelecekte de kaybetmesi pek mümkün görülmeyen aile kurumu gibi okul da eğitimdeki yerini şekil değiştirse dahi asla kaybetmeyecektir.
Bilginin son on yıla damgasını vuran Internet’le kısa zamanda geniş kitlelere ulaşması, milyonlarca insana çok rahat bir şekilde iletişim ortamı sağlaması bilginin çok daha kolay bir şekilde elde edilmesini mümkün kılmaktadır.
 Internet’in tüm dünyada hızlı bir şekilde yayılması, farklı eğitim platformlarının ortaya çıkışını ve dünyanın her tarafında aynı tür bilgilerin dolaşımını mümkün kıldı. Ama tabi bu da her zaman ve her şeyde geçerli olduğu gibi, bilgiyi doğru ve bilinçli bir şekilde kullanmak isteyenlere yararlı olabilecek bir imkan.
Yani artık bilgiye ulaşmada herhangi bir zorluk kalmamıştır. Asıl zorluk onu prodüktivit (verimli) bir şekilde kullanabilmekte ve bir adım sonrasında ise onu üretebilmektedir.
Geleceğin okulları, artık  soruların cevaplarının ezberletildiği yerler olmaktan çok gerçek soruların sorulduğu yerler olacaktır.
Geleceğin öğretmenleri sorulara cevap veren “bilgisayarlar” olmaktan çok öğrencilerin soru  üretmelerini sağlayan bilgiseverler olacaklardır.
Geleceğin okulları öğretmen ve öğrencilerin zaman öldürme haneleri değil zaman içinde zaman üretme haneleri olacaklar, geleceğin öğretmenleri ise her günün sonunda muhatap olduğu öğrenci sayısı kadar bilgi üreterek bunları kayıt altına alan bilgi işçileri olacaklardır.

Aksi takdirde okullarımız  her geçen gün biraz daha büyüyerek yakıtı bilgi ve kültür olan kaloriferhanelelere dönüşerek  “kurum”laşacaklar (!)  öğretmen ve öğrenciler ise bu dünyayı imar etmek için çivi çakan usta ve çıraklar olmaktan çok  çivileri  sayan usta ve çıraklar olmaktan öteye gidemeyeceklerdir.
                                                                                                                                          

NACİBEKTAŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder