30 Mayıs 2015 Cumartesi

GELECEĞE HAZIR OLMAK MI GELECEĞİ HAZIRLAMAK MI?


Hiçbirimiz geleceği okuduğunu söyleyen veya olacak şeyleri önceden kestirenlerin varlığına inanmayız.Tuhaftır ama buna rağmen geleceğe dair bir şeyler söyleyen herkese kulak kesilmekten de geri durmayız. Bu kulak kesilme inançlarımızdan kaynaklanmıyor olsa da fıtratımızda bulunan merak duygusu bizi buna yönlendirir.
Gelecek habercileri önceden belirlenmiş, yazılmış hatta bir yerlerde yaşanmış fenomenleri ortaçağ Avrupa’sı saray büyücülerinin sihirli cam fanuslarından gördükleri şeyler gibi bizlere sunarak aslında bizi kendi hayal dünyalarına hapsetmeye çalışan çağdaş-modern büyücülerden başka bir şey değillerdir.
Halbuki var olandan hareketle geleceğe dair kuvvetli tahminler yapmak, tasarılar geliştirmek daha akılcı ve faydacı bir anlayıştır.
Fakat rasyonel ve pragmatik olması bu anlayışın en geçerli görüş  (telakki) olduğu anlamına gelmediği de bir gerçektir.
Bir yandan olan biteni iyi kavramak isabetli sebep ve neticeler çıkarmak, bir yandan da hali hazırda devam eden ekonomik, sosyal ve bilimsel değişimin bir yerlerinden tutunarak gelişim halinde olmak fakat bir yandan da geleceğin tasarımcılığına katkı yapmak için fikir ve proje üretmek gerekmektedir.
Olacaklarla olması gerekenleri birbiriyle mecz etmek, ikisi arasında bir köprü kurmak denebilir belki buna veya geleceğin fıtrata uygun olarak bizi kucaklamasını sağlamak.
Unutmayalım ki, gelecekten, olacaklar için korksak da, gelecekten olmasını istediğimiz güzel şeyler için ümit beslesek de, o bir kapının arkasında hazırladığı sürprizlerle bizleri beklemekte.

                                                                                                                                        NACİBEKTAŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder